
"Biz Küçük Bir İşletmeyiz, Hacker Bizimle Uğraşmaz" Yanılgısı
İş dünyasında en tehlikeli cümlelerden biri belki de budur. Gerçekte ise durum tam tersidir: Siber saldırganlar, genellikle büyük şirketler gibi gelişmiş güvenlik duvarlarına ve özel ekiplere sahip olmayan Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeleri (KOBİ) "kolay hedef" olarak görürler. Tek bir başarılı oltalama (phishing) e-postası veya zayıf bir şifre, yılların emeğiyle kurduğunuz şirketinizin tüm finansal kayıtlarının, müşteri verilerinin ve ticari sırlarının çalınmasına veya şifrelenmesine neden olabilir.
Peki, devasa bütçeler ayırmadan, bir KOBİ olarak dijital kalenizin duvarlarını nasıl güçlendirebilirsiniz? İşte atmanız gereken 5 temel adım.
1. İnsan Faktörü: En Güçlü Halka ve En Zayıf Halka
En gelişmiş güvenlik yazılımı bile, bir çalışanın dikkatsizce tıkladığı sahte bir link karşısında çaresiz kalabilir. Siber güvenlik, teknoloji kadar insan eğitimiyle de ilgilidir.
- Oltalama (Phishing) Eğitimi: Çalışanlarınıza, "acil fatura", "kargo takibi" veya "şifre yenileme" gibi görünen sahte e-postaları nasıl tanıyacaklarını öğretin. Bilinmeyen göndericilerden gelen e-postalardaki linklere tıklamamaları ve ekleri açmamaları gerektiğini vurgulayın.
- Güçlü Şifre Politikası: "123456" veya "firmaadi1" gibi tahmin edilebilir şifreleri yasaklayın. Tüm çalışanların büyük harf, küçük harf, rakam ve sembol içeren, en az 12 karakterli karmaşık şifreler kullanmasını zorunlu kılın.
2. Yedekleme, Yedekleme, Yedekleme: Kurtarma Planınız
Bir fidye yazılımı (ransomware) saldırısında tüm verileriniz şifrelendiğinde, sizi iflastan kurtaracak tek şey sağlam bir yedektir. Sadece yedek almak yetmez, doğru yedekleme stratejisi hayatidir.
3-2-1 Kuralı: En az 3 farklı yedeğiniz olsun. Bunları 2 farklı medya türünde (örn: harici disk ve bulut) saklayın. Ve bu yedeklerden en az 1 tanesi fiziksel olarak ofis dışında (off-site) bulunsun. Böylece bir yangın veya sel felaketinde bile verileriniz güvende kalır.
3. Yazılım Güncellemeleri: Dijital Kapılarınızı Kilitlemek
Siber saldırganlar, en çok işletim sistemlerindeki (Windows vb.), antivirüs programlarındaki veya diğer yazılımlardaki bilinen güvenlik açıklarını kullanır. Yazılım üreticileri bu açıkları fark ettiklerinde hemen bir "güvenlik yaması" veya "güncelleme" yayınlarlar. "Sonra güncellerim" demek, kalenizin kapısını ardına kadar açık bırakmak demektir.
Kural: Tüm bilgisayarlarda ve sunucularda otomatik güncellemeleri aktif hale getirin.
4. Yetki Kontrolü: Herkes Her Yere Giremez
Bir muhasebe personelinin, üretim planlama verilerine veya bir satış temsilcisinin tüm şirketin finansal raporlarına erişmesi gerekmez. "En Az Yetki Prensibi"ne göre, her çalışanın sadece kendi işini yapması için gerekli olan minimum verilere ve sistemlere erişim yetkisi olmalıdır. Bu, olası bir veri sızıntısının veya içeriden gelebilecek bir tehdidin etkisini sınırlar.
ERP Sistemlerinin Rolü: Korgün ERP gibi gelişmiş sistemler, kullanıcı rollerine göre detaylı yetkilendirme yapmanızı sağlar. Bu sayede kimin neyi görebileceğini, neyi değiştirebileceğini veya neyi silebileceğini siz kontrol edersiniz.
5. Güvenlik Duvarı (Firewall) ve Antivirüs: Nöbetçi Askerleriniz
Bu en temel adımdır. Tüm bilgisayarlarda güncel ve lisanslı bir antivirüs programı kurulu olmalıdır. Ayrıca, ağınıza gelen ve ağınızdan giden trafiği kontrol eden bir güvenlik duvarı (firewall), kötü niyetli saldırıların büyük bir kısmını daha size ulaşmadan engelleyecektir.
Sonuç: Güvenlik Bir Kere Olmaz, Süreklilik İster
Siber güvenlik, bir kere yapılıp unutulacak bir proje değil, sürekli dikkat ve farkındalık gerektiren bir kültürdür. Yukarıdaki basit adımları uygulamak, KOBİ'nizi siber tehditlerin %90'ından daha fazlasına karşı koruyacaktır. Unutmayın, dijital dünyada en değerli varlığınız, itibarınız ve verilerinizdir. Onları korumak, işinizi korumaktır.